Bir bilge, “Küçük insan, hatalarını örtmek için mutlaka bir yol bulur.” der. Bu sözün tersini alıp büyük insana uygularsak şöy- le bir sonuç çıkar: Büyük insan hatalarıyla yüzleşmek ve on- ları kabul edip değiştirmek için mutlaka bir yol bulur. Bu sözü ile bilge, insanları küçük ve büyük olarak ikiye ayırmış. Küçük insan, arzularının her dediğini yerine getiren, gelişimi ve eğiti- mi için bir şey yapmayan, günübirlik yaşayan kimseleri anlatır. Hayatına duyguları hakimdir. Büyük insan ise iradesini kontrol etmeyi başarmış, olgun ve kâmil insan demekir. Hayatına aklı hâkimdir. Büyük ve küçük insan arasındaki farklara bakacak olursak ilkinin derdinin doğruluk, ikincinin derdinin ise çıkarı- nı düşünmek olduğunu görürüz. Büyük insan kendini ararken küçük insan başkalarını arar. Büyük insanın derdi iyilik yapma, küçük insan zengin olma sevdasındadır. Büyük insan sürekli kendini muhasebe ederken küçük insan kendini sorgulamaz. Çünkü kendilik bilinci bedeninden ibarettir. Aklını geliştirmenin gerekliliğine önem vermez. Ruhunun da gıdaya ihtiyacı oldu- ğunu düşünmez. Her hâlükârda insan ne ederse kendine eder.
(SULHİ CEYLAN, Mostar dergisi Sayı: 206)