“Türk Kimliği’ kitabına başlarken, itiraf ediyorum, ümidim şuydu: “Öyle bir “Türk Kimliği’ yazacağım ki, bütün bu sorulara cevap bulacağım. Ama ki- tabın sonunu şöyle bağladım: ‘Ben bu maksatla yola çıkmıştım ama tek bir Türk kimliği yerine Türk kimlikleri olduğunu gördüm.”
***
Kültür kavramına bakalım. İlk önce tarım devrimiyle gündeme gelmişti. Ekip biçmek, yetiştirmek bağlamında sonra Voltaire “insanlara da kültür lazım” dedi. John Locke “Insan gitimle insan oldu demişti, Voltaire “eğitimin yarattığı kültür seviyesinde” oldu dive ekledi. Ardından Kültür değil, uygarlk diventer oldu. Her ikisi de aynıdır” diyenler oldu, uzun hikaye. Cumhuriyetin ilk yıllarında Halk Partisi’nde “Kültür mü uygarlık mı, yerel mi,vevrensel mi diye tartışıldığında, Atatürk Bunlar aynı şeydir, insanın yarattığı değer ve kurumlardır” diye devreye girmişti. Ihtiyaca göre almayı önerdi. Çünkü uygarlığın hiçbir toplumun tekelinde olmadığını, en ilkel toplumun bile uygarlığa katkıda bulunduğunu biliyordu.
***
Ama işte söylenen şu: Cumhuriyet’le beraber bir seçim yapıldı; kültürel perspektifler kılık kıyafe- tinden müziğine, edebiyat çevirilerinden düşünce akımlarına seçilerek alındı; Batı tercih edildi.
– Evet, Avrupa kültürünü seçtik. Çağdaş kültür, uygarlık seviyesi bugün için, Avrupa’dadır. Batı’dadır diye düşünüyordu Atatürk.
Dikkat edin, bugün için. Bugün için nerede peki?
– Amerika’yı aştı; okyanusu da aştı. Şimdi tekrar Asya’ya erişmek üzere. Dünya batıdan doğuya dönüyor ya; kültür de Doğu’dan Batı’ya ilerliyor. Hindistan’dan, Çin’den, Ortadoğu’dan, Afrika’dan Avrupa’ya, oradan ABD’ye geçti; şimdi aynı yönde ilerleyip Japonya ve Çin kıyılarına ulaşıyor.
Peki Cumhuriyet bugün kurulsaydı; Atatürk de bugün yaşasaydı, yüzünü çevirmek isteyeceği yön sizin şimdi bahsettiğiniz yön mü olurdu?
Laf açılmışken, geçen yıllarda bir Japon bilim adamın bir Afrika kabilesi inanmandan yola çıkarak yaptig hatulatmayı anayım “Biz kültürümüzü atalarımızdan dev- ralmadik, geleceğimizden ödünç aldık.” Herkesin katkısı vardır. Ama iste söylenen su: Cumburiyet’le beraber bir seçim yapıldı; kültürel perspektifler kilik kıyafetinden müziğine, edebiyat çevirilerinden düşünce akımlarına seçilerek alındı: Batı tercih edildi. Evet, Avrupa kültürünü seçtik. Çağdaş kültür, uygarlık seviyesi bugün için, Avrupa’dadır, Batı’da- dir diye düşünüyordu Atatürk Dikkat edin, bugün için.
***
Bugün için nerede peki? Amerika’yı aştı; okyanusu da aştı. Şimdi tekrar Asya’ya eriş- mek üzere. Dünya batidan doğuya dönüyor ya; kültür de Doğu’dan Batı’ya ilerliyor. Hindistan’dan, Çin’den. Ortadoğu’dan, Afri- ka’dan Avrupa’ya, oradan ABD’ye geçti; şimdi aynı yönde ilerleyip Japonya ve Çin kıyılarına ulaşıyor.
Peki Cumhuriyet bugün kurulsaydı; Atatürk de bugün yaşasaydı, yüzünü çevirmek isteyeceği yön sizin şimdi bahsettiğiniz yön mü olurdu?
– Evet. Şunu unutmamalı: Atatürk sezgisiyle doğru bir cevap vermiş. Bugün için Batı’da demiş; ileride bunun yeri ve yönü deği- şebilir. Avrupa demiyor, çağdaş uygarlık seviyesi diyor. Dogmatik değil. Benim tahminim Rusya, Çin, Hindistan… Yakın gelecekte Doğu’nun bu üç büyük ülkesinin kültürü İran üzerinden gelecek.(Bozkurt Güvenç, Hürriyet Pazar 30 Nisan 2017, Yenal Bilgici röportajından derlenmiştir.)
***
.. size bir anımı anlatayım. Bir pazar günü leyli [yatılı] arkadaşlarla adaya git- miştik. Dönüşte ya- nımda oturan adalı Rum çocukların, aralarında Rumca konuştuğunu işit- tim. Öyle milliyet- çiyim ki; döndüm onlara; “Türkiye’de Rumca konuşmanız yasak değil ama hiç değilse böyle vapur gibi umumi yerlerde Türkçe konuşmanızı beklerdim.” Şimdi düşünüyorum da acaba ben bunu söy- leme hakkına sahip miydim?” (Bozkurt Güvenç, Hürriyet Pazar 30 Nisan 2017, Yenal Bilgici röportajından)