Şehmus EDİS (MARDİN İGFA)
Mardin Artuklu Üniversitesi Kızıltepe Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, Türkiye’nin sahip olduğu farklı coğrafik, jeolojik ve iklimsel özelliklerinden dolayı dünyanın en zengin bitki çeşitliliğine sahip ülkeler arasında bulunduğunu aktarırken, “Avrupa’da yaklaşık 12 bin bitki türü yayılış gösterirken, ülkemizde 12 bin bitki taksonu yayılış gösteriyor. Endemik takson sayısı tüm Avrupa ülkelerinde 2 bin 750 civarında iken ülkemizde yaklaşık 4 bin endemik takson olduğu kaydedilmiştir. Türkiye’de yetişen bitkilerin yaklaşık yüzde 30’unun Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda bölgede, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne özgü 74 ve Türkiye’ye özgü 246 olmak üzere, toplam 320 endemik bitki türü kaydedilmiştir” dedi.
Prof. Dr. Yusuf Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Geniş step ve tarım alanlarına sahip Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin dağlık kesimleri, bitki çeşitliliği açısından çok az bilinen bölgeleri oluşturuyor. Coğrafik konumu, iklimi ve dağlık alan ile ova arasındaki 600-800 m yüksekliğe sahip Mardin’ de 48’i endemik, 622 bitki taksonu yayılış göstermektedir, bu da yaklaşık Türkiye endemiklerinin % 1.2’ sini temsil etmektedir. Sahip olduğu biyolojik zenginliğinden dolayı “Mardin Eşiği” Önemli Doğa Alanı olarak edilmiştir.
Önemli Doğa Alanı olan Mardin Eşiği dünya ölçeğinde tehlike altında olan 12 bitki türü için dünyadaki tek yetişme yeridir. Astragalus mardinensis (Mardin geveni), Astragalus stojanii (Midyat geveni), Astragalus clavatus (Çomak geveni), Ajuga vestita (Özmayasıl), Allium armerioides (Mardin soğanı), Iris nectarifera var. nectarifera (Ballıkurtkulağı), Iris nectarifera var. mardinensis (Ballıkurtkulağı), Crocus musagecitii (Hoca çiğdemi), Eremopoa mardinensis (Mardin salkımı), Gundelia mesopotamica, Polygala azizsancarii (Sütotu), Allium mardinense (Zınnar soğanı). Bunlar dışında Arum rupicola var. rupicola, Alkanna trichophila var. mardinensis, Crocus leichtlinii (Mardin çiğdemi), Astragalus lamarckii, Stachys megalodonta subsp. mardinensis, Stachys menthoides, alanda yetişen diğer endemik bitkilerdir. Buğdaygiller ailesinden birçok tür bölgede yetişmektedir. Yabani buğday ve arpa önemli cinslerdir. Amblyopyrum muticum (Narinbuğday) Mardin’de yetişen nadir bitkilerdendir. Bu endemik bitkilerden, Ajuga vestita (Özmayasıl), Iris nectarifera var. nectarifera (Ballıkurtkulağı), Iris nectarifera var. mardinensis (Ballıkurtkulağı) ve Alkanna trichophila var. mardinensis tıbbı ve aromatik özelliği olan bitkilerdir. Astragalus mardinensis (Mardin geveni), Astragalus stojanii (Midyat geveni), Astragalus clavatus (Çomak geveni), Allium armerioides (Mardin soğanı), Crocus musagecitii (Hoca çiğdemi), Gundelia mesopotamica, Allium mardinense (Zınnar soğanı), Arum rupicola var. rupicola, Crocus leichtlinii (Mardin çiğdemi), Astragalus lamarckii, Stachys megalodonta subsp. mardinensis, Stachys menthoides ise yöre halkı tarafından gıda ve tıbbi olarak kullanılmaktadır.
Kuraklık Endemik Bitkilerin Yaşam Alanını Daraltıyor
Şehirleşme, sanayi, tarım, turizm, hayvancılık ve anız yakma gibi doğrudan veya detaylı olarak yapılan insan faaliyetleri bitki çeşitliliği üzerinde baskı oluşturan en önemli etmenlerdir. Bu etkinlikler sonucunda bölgede yetişen endemik bitkilerin yaşam alanları daralmakta, nesilleri tehdit altına girmekte ve bu baskı her geçen gün artmaktadır. Son yıllarda kuraklığında kendini iyice hissettirmesiyle beraber tehdit seviyesi daha da çok artmaktadır.
Kuraklık stresi bitki büyümesini ve verimini etkileyen en yaygın çevresel stres faktörlerinden biridir ve bitkiler yaşamları boyunca en az bir kez susuzluk dönemi ile karşılaşabilirler. Kurak şartlar altında yapraklarda fotosentez yavaşlar ve bunun sonucu olarak filiz gelişimi zayıflar. Olası bir kuraklıkta, eğer kuraklık boyutu çok ciddi değilse, endemik türlerin sahip oldukları mekanizmalarla varlıklarını sürdürebileceklerini ve Mardin endemikleri açısından zenginliklerini koruyabileceklerini düşünmekteyiz. Aksi halde endemik türler yok olabilir ve bununla birlikte yerli türlerin yerini, artan kuraklık stresine daha iyi adapte olan yeni türler de alabilir.”