SULTAN ALPASLAN / ROMEN DİAGONES VE MALAZGİRT
Sultan Alpaslan, muharebe kazanıldıktan sonra Roma İmparatoru Romen Diagones huzuruna getirildiği zaman, O’nu kucaklayarak:
– İmparator! Müteessir olmayınız; insanların maceraları böyledir. Size bir esir değil, büyük bir imparator gibi muamele yapacağım. Mağlubiyet ve galibiyet takdir-i İlahidendir. Müteessir olmayınız.
Diyerek teselli etmiştir.
Sultan İmparator’a hususi bir çadır tahsis etti ve hizmetine bir çok adamlar verdi. O’nu şerefiyle mütenasip olarak ağırladı.
Sultan, İmparatora El-Basan’ın teslimi ve ve barış tekliflerinin reddinin sebeplerini sordu. O da:
– Ey Sultan! Senin memleketlerini almak için çok para harcadım; türlü kavimlerden asker topladım; zafer mümkün olmadı; kendim ve memleketim esir oldu; kader böyle imiş; şimdi isnatlarını bırak da istediğini yap.
Cevabını verdi.
Alpaslan O’na:
– Ben bu vaziyete düşseydim Sen ne yapardın?
Diye sordu. O da:
– Düşmana yapılması gerekeni yapardım
Dedi.
Samimi davranışını takdir ettikten sonra:
– Şimdi ne yapacağımı sanıyorsun?
Sualini sordu: O da:
– Bana üç şey yapabilirsin. Ya beni öldürürsün; bu kasap işidir. Yahut zaferini göstermek üzere beni şehirlerde dolaştırır ve satarsın. Bu da sarraf işidir. Üçüncü ihtimalden bahsetmek ise bir hayal ve delilik olur.
Dedi.
Alpaslan, bunun ne olduğunu sorunca; O da:
– Beni tahtıma iade edersin; sana dost kalır, yıllık vergi öder ve Senin naibin olurum. Çağırdığın zaman askerlerin ile gelir, hizmet ederim. Beni öldürmekten sana bir fayda yoktur. Aksine, yerime başkasını imparator yaparlar, o da sana düşman olur.
Dedi. Sultan da:
– Ben Allah’a, muzaffer olursam, sana iyi muamele yapacağımı ahdetmiştim. Allah iyilik düşünenlerin arzularını yapar. Bu sebeple benden göreceğiniz muamele bu üçüncü şıktan başkası olmayacaktır.
Dedi.
Sonra Türk usulüne göre, kanlarıyla kardeş olduklarına dair bir muahede imzalayarak:
Bizans’ın yıllık 360.000 Dinar ödemesini, evvela Müslümanlara ait bulunan Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt’in geri verilmesini, İslam esirlerinin iadesini, talep halinde asker göndermesini kararlaştırdılar.
Bunu üzerine Sultan, İmparator’a hil’at giydirdi. Kendisine 10 bin dinar harçlıkla, yanına bir miktar muhafız da vererek ve kendisi de beraber giderek teşyi’ etti.
Malazgirt muharebesi Türk tarihinin çok büyük dönüm noktalarından biridir. Bu suretle Anadolu Müslümanlaşmış ve bugüne kadar bir Türk vatanı olagelmiştir. Malazgirt, daha sonraki asırlarda Garp’ta Avrupa içlerine, Cenupta Hind ve Afrika ortalarına kadar uzayan Osmanlı büyük hamlesinin de tarihi istinatgâhlarından biridir.”
Ahmet HİLMİ; İSLAM TARİHİ, Ankara 1974. S. 388- 89.