Kahveler ve Alıntılar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. AGORA MEYHANESİ

AGORA MEYHANESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir Rum olan kaptan Asteri, 1890’da Balat Çarşısı’nda bir meyhane açar. Meyhanesine de Rumca meydan anlamına gelen AGORA adını verir.

Meyhane, masa yerine kullanılan dev fıçıları ve ucuz şaraplarıyla kısa zamanda ünlenir. Fakat meyhanenin ününü asıl artıran şey, ilgisiz bir biçimde İzmir kaynaklıdır.

Aradan yıllar geçer. Yıl 1959’dur.

Onur Şenli adında bir tıp fakültesi öğrencisi, komşusunun kızına aşık olur, ancak aşkına karşılık bulamaz. Aşk acısı Ona soluğu, çoğu zaman İzmir’in Agora Semti’nde aldırır. Çünkü Agora salaş meyhanelerin semtidir. Bir gün bu salaş meyhanelerden birinde içtikten sonra, eve gelir ve aşık olduğu kıza mektup yazmaya başlar.

Mektup şöyle başlamaktadır!

“Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum!”

Onur Şenli mektubun ileriki bölümlerinde farkeder ki, aslında bir mektup değil, şiir yazmaktadır. Şiirine şu adı koyar!

GECE, ŞARAP VE AŞK

Şenli, şiirini yayımlatmak için fakültenin dergisine gönderir. Kabul edilen Şiir tam yayımlanmak üzereyken, bir gazetenin kültür – sanat editörü tarafından görülür. Editör şiiri yayımlar, ancak adını değiştirir.

AGORA MEYHANESİ

Şiir o kadar çok sevilir ki, dillere pelesenk olur.

Aşıkların hatıra defterlerinde yer alır, sevgililerin kulaklarına fısıldanır ve nihayet şarkısı bile yapılır. Şarkıyı neredeyse ünlü olup da söylemeyen sanatçı kalmaz.

Şarkıyı dinleyenler İzmir’deki Agora’dan habersiz, Balat’taki Agora Meyhanesi’ne akın ederler. Çünkü şarkıdaki Agora Meyhanesi’nin Burası olduğunu düşünmektedirler. Haliyle, geceleri Meyhane hınca hınç dolar. Meyhane zamanla öyle popüler bir mekan haline gelir ki, 286 Türk Filminin meyhane bölümleri Burada çekilir. Yani, ucuz şarapların satıldığı bu Meyhane, Türkan Şorayları, Fikret Hakanları, Ayhan Işıkları, Cüneyt Arkınları ağırlamaya başlar. En sonunda da kaderine terk edilir.

İşte O Şiir!

AGORA MEYHANESİ

Sana bu satırları,

bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum!

Beş yüz mumluk ampullerin karanlığında…

Saatlerdir boşalan kadehlere

şarkılarını dolduruyorum!

Tabağımdaki her zeytin tanesine

simsiyah bakışlarını koyuyorum!

Ve kaldırıp kadehimi

bu rezilcesine yaşamanın şerefine içiyorum!

Burası Agora Meyhanesi!

Burada yaşar aşkların en madarası

Ve en şahanesi…

Burada saçların her teline bir galon içilir

Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir

Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin!

Bu sekiz köşeli meyhane Seni iyi bilir!

Burası Agora Meyhanesi!

Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası

Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı

Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik

Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam!?

Elimde değil

Bu da bir nevi namuslu serserilik

Dışarıda hafiften bir yağmur var!

Bu gece Benim gecem!

Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği!

Gönlümde bütün dertlerin horon teptiği gece bu!

Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum!

Ve Sana susuzluğumu…

Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır

Umutlar tükenir, mezeler biter

Biraz sonra mavi bir ay doğar tepelerden

Bu sarhoş şehrin üstüne!

Birazdan bu yağmur da diner

Sen bakma Benim böyle

delice efkarlandığıma

Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver!

Yarın gelir çamaşırcı kadın

Her şeyden habersiz onu da yıkar

Sen mesut ol yeter ki!

Ben olmasam ne çıkar?!

Dedim ya, Burası Agora Meyhanesi!

Tek iyiliğin bütün kötülüklere meydan okuduğu yer!

Burası Agora Meyhanesi!

Burası, kan tüküren mesut insanların dünyası

Dr. Onur Şenli (1940 – 2017)

AGORA MEYHANESİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Giriş Yap

Medyazar ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!