Kahveler ve Alıntılar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. LOLAN GÜZELİ

LOLAN GÜZELİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Lolan Güzeli: 3 bin 800 yaşındaki Türklerin büyükannesi

Doğu Türkistan’da tarım havzasında

bir mezardan tam 200 mumya bulundu…

Mumyaların her biri Türk şaman geleneklerine göre giydirilmiş ve süslenmişti.

Bulundukları yerin coğrafi özellikleri nedeniyle yüz hatları ve

hatta kirpikleri bile yerli yerinde duran mumyalar, elbette büyük bir keşif!

Özellikle de Lolan Güzeli adı verilen mumyanın

aşırı korunmuş hali araştırmacıları şoke eden bir durum.

Kahverengi saçlı ve uzun burunlu bu mumyaların

Çinlilerden çok daha önce yaşadığı bu yüz hatlarıyla bile rahatlıkla ortaya çıkabiliyor.

Lolan Güzeli’ni diğer pek çok mumya türünden ayrı tutan bir diğer nedeniyse

iç organlarını alınmadan mumyalanması.

Yani antik Mısır geleneklerine çok uzak ve

çok daha ileri düzeyde bir mumyalama biçimi.

Yapılan DNA testi sonuçlarına göre de Lolan Güzeli’nin

yüzde 100 Türk kökenli olduğu yani

Türklerin atalarından olabileceği ortaya çıkıyor.

“Türk yok” diyenler, ben “Türk” dedikçe,

Türk tarihinin derinine inmeye çalıştıkça yerinde duramayanlar,

açık kanıtları görmezden gelenler bunu da görmek istemeyecekler…

Mumya tam 3 bin 800 yaşında ve çok iyi durumda,

yarı açık gözlerindeki uzun kirpikleri düzgün biçimde korunmuş ve

çok iyi durumdaki uzun saçları omuzlarına düşüyor.

Lolan’ın bulunduğu tuz tepesinde, çok iyi korunmuş

otuza yakın mumya daha ortaya çıkarıldı.

Bu mumyalar da yine onun gibi özellikler taşıyor.

Yoğun tuzlu ve çok düşük nemli çevre,

mumyaların binlerce yıldır iyi durumda kalmasında etkili olmuş.

Urumçi’deki Müzede bir de yün battaniyeye sıkıca sarılmış,

gözlerine iki mavi taş konmuş “Baby Blue” Mavi Bebek adı verilen

kahverengi-kızıl saçlı 8 aylık bir bebek mumyası var.

Mumyaları 1934’te keşfeden İsveçli kaşif ve arkeolog Folke Bergman.

Onu oraya götüren de bir yerel avcı olmuş.

Kazılara ancak 2003’te başlanabilmiş.

Bazı erkek ve kadın mumyalarda,

şaman olduklarını kanısını güçlendiren

kimi aşırı sivri uçlu, kimi tepesi uzun keçe kaşmir şapkalar bulunmuştur.

Tarım havzasındaki Çarçan, Lobnur, Turpan ve Kumul mumya mezar alanlarında

bulunanlar arasında beyaz buğday taneleri,

hint keneviri dahil olmak üzere tedavi amaçlı kullanılan bitkiler,

tılsımlar ve ayinlerde kullanıldığı düşünülen

kırmızı bağcıklarla bağlanmış çubuk demetleri,

tekerlekli ahşap arabalar,

sığır-koyun-keçi boynuzları,

kuş kemiklerinden yapılmış kolyeler,

hasır işleri, nefrit boncuklar, tahta taraklar, maskeler var.

Erkek mumyalara pantolon ve dize kadar boğazlı botlar giydirilmiş.

En önemlisi, mezarların yanlarında bulunan at kemikleri ve

kavak ağacından yapılmış altı açık tabutların üzerini örten at derileri.

Yani, Türklerin binlerce yıllık olmazsa olmazı,

at kültürü burada da kendini gösteriyor.

Bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş.

Amerikalı doktorların tespitine göre dünyada ilk ameliyat veya

operasyonlardan olarak kabul ediliyor.

Mezarlarda ameliyat aletleri de bulunmuş.

2007 yılında, Çin hükümeti

National Geographic Topluluğu’nun yürüttüğü

gen araştırmasına izin verdi.

Yapılan araştırmanın sonunda, mumyaların Avrupa, Mezopotamya, İndus Nehri bölgesi ve

henüz belirlenmeyen diğer bölgelerden geldikleri anlaşıldı.

Bu Çinlilerden çok önce oralarda yaşamış olmaları nedeniyle gayet normal.

Gerçekten de bilgisayar ile oluşturulmuş modellenmesiyle Lolan, Çinlilere göre,

daha uzun boylu, beyaz tenli, upuzun kirpikli,

ince düz burunlu olarak etnik terminolojiye göre “Kafkas Türkü” (Caucasian).

Kafkasyalının ille de Kafkasya topraklarından olması gerekmiyor.

Afrika ve Güney Doğu Asya ırkları özellikleri ile hiçbir ilgisi olmayan

beyaz Avrupa ırkı sınıfına giriyor.

Lolan, ABD’de ilk olarak Mart 2010’da

California’daki Bowers Müzesi’nde sergilendi.

Xiahoe, söz konusu mumyaların bulunduğu mezarlara Çinlilerin verdiği ad.

Mart 2011’de ise Pennsylvania’da

“İpek Yolu’nun Sırları” adlı sergide yer alacaktı.

Ancak Çin’in ani kararı ile sergiden çekilmesi

büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.

Serginin başında bulunan Pennsylvania Üniversitesi Çin Dili ve

Edebiyatı profesörü Dr. Victor Mair, yorum yapmayı reddetti.

Böylece Asya’nın kökenleri hakkında büyük sırlar saklayan mumyanın

üzerindeki tartışmalar tekrar gündeme gelmiş oldu.

Önceleri Çinliler sonunun neye varacağını fark etmeyip

mumyanın gen analizinin yapılmasına izin vermişler.

Genetik analiz sonucu boş bulunup mumyaya “Türklerin büyükannesi” adını vermişler.

Ama artık Tarım mumyaları, Pekin hükümetinin

fazla üzerine gidilmesini istemediği kendilerinin de

araştırma yapmadığı antik eserler durumunda.

Sebebi de özellikle genetik çözümün dünyanın bilgisine açılmasıyla

mumyaların Ön Türkler olarak kabul görmeye başlanması.

Bir diğer sebep de Uygur Türklerinin mumyaları haklı olarak sahiplenmesi.

Bu yüzden müzede profesyonel çekim yapılmasını yasaklamışlar.

Bulgulara göre Tarım havzasındaki bu kadim topluluk buğday ekmiş,

hayvancılık yapmış, tekerlekli araçlar kullanmış, maden işlemiş.

 

(Kaynak: Bülent Pakman- bpakman.wordpress.com)

 

Erdem AVŞAR

LOLAN GÜZELİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Medyazar ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!