Nazım Hikmet Bursa Cezaevinde yatarken Safiye Ayla tenekelerle peynir, bal, yağ gönderir. Doğruca 1. Şube’ye çekilir. Bunun üzerine dönemin iktidarı tarafından sorgulanır. Safiye Ayla sorguda bakın ne söyler;
Sonuç olarak “O benim arkadaşım bu yüzden gönderdim” yanıtını verir.
Ben Komünistlik Momünistlik Nedir Bilmem.”
Safiye Ayla anlatıyor:
“İzmir eşrafından Halim Alanyalı adında bir hayranım vardı.
Bana sık sık tenekelerle yağ, çuvallar dolusu erzak ve sabun yollardı.
Ben de bir gün tuttum, hepsini Bursa’ya Nazım’a gönderdim.
Aradan birkaç gün geçti, bir sabah sivil bir polis gelerek beni Birinci Şube’ye götürdü.
O gün Naci’nin (yazar Naci Sadullah) hükmü kesinleşmişti.
Polis benden kendisini soracak sanıyordum.
Onun için ne heyecanlandım, ne de korktum.
Orada bana hiç beklemediğim bir konuyu, Nazım Hikmet’e erzak gönderip göndermediğimi sordular.
Hiç çekinmeden ‘Gönderdim, gene göndereceğim’ dedim.
Komiser, ummadığı bu cevap karşısında sinirlenerek, ‘Bana bak Safiye Hanım, sen komünistleri mi besliyorsun’ diye bağırmaya başladı.
Ben de sinirlendim ama bozuntuya vermedim. ‘O sizin tarifinizle komünist olabilir. Ben komünistlik, momünistlik nedir bilmem. Böyle şeylere de inanmam.
Arkadaşım hasta ve parasız. O nedenle gönderdim. İhtiyacı olduğunu duyarsam gene gönderirim’ dedim. Komiser bana yeterince gözdağı verdiğine inanarak ve şöyle üstünkörü Naci Sadullah’ı da sorarak serbest bıraktı.”
Safiye Ayla Anıları…