Yörük Kadını yaşlanıp iyice deneyim kazanınca adı Kezbence olur.
O artık, oymağın bilge kişisi, akıl danışılanıdır.
Göçebe Yörükler de kadınlarına tanınan yüce bir hak,
erkeklerin ise korkulu rüyasıdır “Mor Cepken”…
Karacaoğlan’ın türkülerinde bile geçer, “Mor Cepken”.
Günümüzde Ege, Muğla, Antalya ve Toros Yörüklerin de, yaşlı kadınlar tarafından hâlâ bilinir.
Yörük kızlarının çeyiz bohçasına önce “Mor Cepken” konur.
Kenarları sarı simgelerle işlenmiş, yelek biçiminde, mor renkli
bir giysidir “Mor Cepken..”
Yörük kızları, sevdikleriyle evlenirler…
Başlık parası gibi alışkanlıkları yoktur.
Mor Cepken yeri geldiğinde, yani darda kalan Yörük kadınının. erkeğine karşı kullandığı, bir boşanma özgürlüğünün simgesidir.
Mor renk ihanete uğramış, aldatılmış, aşkın rengidir…
Zaten “Mor Çatı” adı da, buradan gelmektedir…
Bizler eğer dünyaya, Mor Cepkeni yeterince tanıtabilseydik.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, “Mor Cepken Günü” olarak kutlardık. Evli Yörük kadını ihanete uğrayınca ya da kocası tarafından aşağılanıp dövülünce, bir şekilde Mor Cepkeni giyip, herkesin görebileceği bir yere oturur…
Bu, “Ben bu herifi boşadım” demektir…
O zaman akan sular durur, herkes işini gücünü bırakır.
Masal anaları ile doğum ebeleri “Mor Cepken” giyen kadının çevresini alır. Boşadığı kocası ise, evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimsenin yüzüne bakmaz olur…
Büyük ödün verip karısının Mor Cepkeni çıkartmasını sağlayamazsa, ömür boyu dul kalacak demektir.!!
Kimse ona dul ya da şaşı gözlü kızını bile vermez.
Körocak olarak kalır…
Göçebe Yörüklerin kadına tanıdığı bu hakka, özgürlüğe bakın..!
1800’lerin sonlarında Nazilli kasabasının (Aydın) dağlarında,
dağa çıkarak kadın hakları için savaşan, meşhur “Gizemli Kadın Efe” de bunlardan biri idi. Ege yöresinde unutulmaz biri idi O.
Mor cepken, Ege efelerinin de giydiği bir giysidir…
Zaten Ege’de efelik, kadın erkek işi değil, yürek işidir..
Kybele, Artemis ve Tahtacı Kadın Yörükleri, asırlardan bu yana,
baş tacıdır bu toprakların…