İkisi de aç olan bir Aslan’la bir Tilki birlikte ava çıkmışlar.
Çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görmüşler.
Tam dişlerine göre!
Aslan baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına… Bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:
– Anladım beyler, demiş, beni yiyeceksiniz. Ama beni yerseniz Padişah’la başınız derde girer.
– Niyeymiş o? diye sormuş Aslan.
– Ben “Padişah’tan Fermanlı Eşek”im de ondan.
– Hadi canım, demiş Aslan. Hani ferman’ın nerde?
– Arka sağ ayağımın altındaki nal’a kazılı vaziyette, demiş eşek.
Aslan uzaktan Tilki’ye işaret ederek:
– Okuyuver bakalım şunu, doğrumuymuş?der.
Tilki uyanık:
– Valla benim okumam yazmam yok! demiş.
– İyi öyleyse demiş Aslan öfkeyle, çekil kenara, ben kendim okurum…
Tabii Aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir tekme patlatmış ki, Aslan 10 m ileriye düşmüş. Perişan halde kıvranıyor.
Eşekle tek başına baş edemeyeceğini bilen Tilki hızla uzaklaşırken kendi kendine söyleniyormuş:
– Ulan bu devirde okumak da başa belâ…