Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
Kaygan Zemin
Paylaş
ROKETSAN’DA YAZILIM MÜHENDİSİ OLARAK ÇALIŞAN YUSUF SERDAR YÜCEL EVİNDE ÖLÜ BULUNDU.
• Yücel’in sodyum nitrat içerek intihar ettiği bilgisi verildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bir yazılım mühendisi, sodyum nitrat içerek intihar ediyor.
İddia bu.
Ama satır aralarına ve detaylara baktığınızda başka bir senaryo daha karşınıza çıkabilir.
Adına karanlık sanatlar dediğimiz örtülü operasyonlar dünyasında, sodyum nitrat sıradan bir kimyasal değil.
Öncelikle, sodyum nitrat nedir?
Gübre yapımında, patlayıcılarda ve bazen de gıda koruyucularında kullanılır.
Temin edilebilir mi?
Evet, ama öyle marketten alabileceğiniz türden kolay bir ürün değil.
Özellikle “yüksek saflıkta” olanları dikkat çeker.
Kimlerin dikkatini mi?
Hasım istihbarat servislerinin.
Peki neden sodyum nitrat?
İstihbarat literatüründe “sessiz ve kesin yöntemler” adı verilen bir kategori vardır.
Kimyasal zehirlenmeler bunun parçasıdır.
Radyolojik, biyolojik ya da kimyasal yöntemler, ölüme doğal bir sebep süsü verir.
İz bırakmaz, şüphe yaratmaz.
Ama burada bir sorun var: Eğitimli biri, nasıl olur da böyle bir yöntemi seçer?
Özellikle bir yazılım mühendisi, ki işinin doğası gereği sorun çözme ve analiz yetenekleri güçlü olmalı.
Üstelik böyle bir maddeye nasıl ulaşmış olabilir?
Sorular çoğalıyor.
Şimdi olaya biraz daha geniş bir açıdan bakalım: Bir mühendis, stratejik bir savunma firmasında (Roketsan) çalışıyor.
Yazılım mühendisleri kritik sistemleri yönetir: balistik füze algoritmaları, rehberlik yazılımları, siber güvenlik protokolleri…
Ve evinde ölü bulunuyor.
Eğer bu bir hasım istihbarat servisi operasyonuysa (ve görünüşler genellikle yanıltıcıdır), yöntem kusursuz planlanmıştır.
Hasımların amacı ne?
Bazen sırları çalmaktır, bazen de sistemleri sabote etmek.
Ve bazen de bu kadar değerli bir şahsı etkisiz hale getirmek
Unutmayın, hasım istihbarat servisleri, hedeflerini çoğu zaman “yak ve yok et” prensibine göre seçmez.
Bazı durumlarda bilgi almayı ve hedef kişiyi kendi tarafına çekmeyi denerler.
Ancak iş birliği reddedilirse veya risk büyükse, “temiz iş” devreye girer.
Bu tür operasyonlarda, doğal görünen ölüm yöntemleri sıkça kullanılır.
Kimyasal zehirlenmeler, kaza süsü verilmiş olaylar ya da intihar kurguları…
Hasım servisler için en değerli şey, iz bırakmamaktır.
Ve çoğu zaman öyle ustaca yapılır ki ölümün gerçeği sadece bir detayda gizlidir.
Şimdi durup düşünün: Bir yazılım mühendisi, ileri teknolojiyle ilgilenen ve muhtemelen stratejik sırları bilen biri, evinde “sodyum nitrat” gibi sıradışı bir yöntemle ölü bulunuyor.
Sizce bu kadar basit bir intihar vakası mı, yoksa satır aralarını mı okumalıyız?
Bu vakaların çözümü için, olay yerindeki her detay dikkatle incelenmeli:
bilgisayar verileri, telefon kayıtları, sosyal çevresi ve en önemlisi, eriştiği projeler.
Belki de asıl ipucu, üstünde çalıştığı bir yazılımın satır kodlarında gizlidir.
Türkiye’nin savunma sanayii gelişimi, küresel çapta birçok hasım servisin dikkatini çekiyor.
Yusuf Serdar Yücel’in trajik kaybı, sadece bireysel bir vaka değil, uluslararası güçlerin oynadığı karanlık bir satranç oyununun parçası olabilir mi?
Şüphelerle dolu bir tablo.
Kimilerine göre komplo teorisi gibi görünebilir.
Ama sahada gördüğümüz bir gerçek var: İstihbarat dünyasında hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Bu yüzden her detay önemlidir.
Her ölüm bir hikaye anlatır.
Yeter ki doğru soruları soralım.
𝗦𝗘𝗥𝗞𝗔𝗡 𝗬𝗜𝗟𝗗𝗜𝗭