İBRAHİM AKBULUT
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 21. yüzyılda artık mezhep ve din taassubu yakışmıyor

21. yüzyılda artık mezhep ve din taassubu yakışmıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yavuz dönemine kadar, Anadolu aynı inanç ve düşüncede,  Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş yolunda Türk Müslümanlığını yaşıyordu.

Şah İsmail’in Şiiliği bir siyaset olarak kullanıp Anadolu’da deyişleri ile, bağlı adamlarının çalışması ile insanların gönlünü çelmesi ve buna karşı Yavuzun harekete geçmesi ile  vuku bulan mücadele sonrasında, Yavuz da bir siyaset olarak, sunni Müslümanların temsilcisi olma yoluna girdi, Halifeliği ilan ederken Mısırdan getirdiği ulema!’ları medreselere yerleştirerek, Arap eşari düşüncesinin yayılarak Anadolu’nun sunni Müslüman olmasının yolunu açtı, bu kırılma dönemlerinde Bektaşilik öncülüğünde yürüyen Türkmenler kırsal kesimde ve köylerde kaldı, şehirler zaman içinde Sunni Müslümanlığın tesiriyle, bu kırsal kesimde kalan inanç sahiplerini Kızılbaş diye dışladı.

Bu durum Anadolu Türklüğünü inanç noktasında parçaladığı gibi hem Arap eşari anlayışı ile gelen Arap din anlayışı ve kültürü medrese eğitimini akılcılıktan uzaklaştırıp (eski eğitim Maturidi anlayışında akılcı bir eğitimdi) Nakilciliği esas aldığından, bu inanç sahiplerini de taassuba ve Arap kültürünün tesirine açık hale getirdi, hem de Bektaşi ve kızılbaşları da derin bir taassuba sürükledi.

Zaten İran Türklüğü de Şia taassubu ile Türklüğü den neredeyse kopma yolunda ilerliyordu. Sizin söylediğinize katılıyorum. Alevilik adının ile bu guruplara giydirilmesi ve kabul ettirilmesi aynen sizin tespitiniz gibi olmuş, bu grupları kullanmak isteyen servislerin uzun yıllar çalışmaları ile isyanlara teşvik edilmiş, sunni Müslümanların da aralarına sızmış olan art niyetli görevlilerin iftiraları ile iki anlayış birbirine düşman edilmeye çalışılmıştır. Daha sonraları Alevi gençleri kullanmak isteyen Marksist yapıların uzun yıllar süren çalışmaları bile Türk’ün ve Türk kültürünün temel direği olan Alevi!  kardeşleri müspet yol ve düşünceden koparamamışlardır.

Halbuki Atatürk’ün ortaya koyduğu Laik anlayış din ve mezhep üzerinden siyaset yapılmasını yasaklayarak herkesin inancını inandığı gibi  yaşayabileceği bir sosyal yapının oluşmasını sağlamışken, 60’lı – 70’li yıllarda yeniden din ve mezhep temelli bir siyaset ortamı oluşturularak zaman zaman çatışma ortamlarını hazırlayarak, bir milletin evlatlarını ayrıştırıp birbirine kırdırmanın yollarını denemişlerdir.

Her şeye rağmen Türklük şuuru ve sağ duyu hakim olduğundan, bu art niyetli siyasetçilerin ve onlara yön veren servislerin oyununa gelinmemiştir. 21. Yüz yılda artık mezhep ve din taassubu yakışmıyor. İnsanlar birbirinin inancına ve yaşam biçimine müdahale edemez düşüncesi topluma hakimdir (küçük fanatik gruplar, cemaatler dışında), Laiklik artık toplumun kahir ekseriyetle kabul ettiği ( son yirmi yılda yaşadıklarımızın da etkisi ile) yükselen değer haline gelmiştir…

21. yüzyılda artık mezhep ve din taassubu yakışmıyor
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Medyazar ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!