Önce Karaciğer yağlanması nedir sorusuna kısaca bir göz atalım, ne dersiniz ? Fazla ve/veya aşırı kilolu bireylerde, hiperlipidemisi , şeker hastalığı ya da insülin direnci olan kişilerde ve alkol kullanan insanlarda görülen karaciğerde yağ birikmesi durumudur ve zamanla karaciğerde de büyüme meydana gelir .Bunların büyük çoğunluğu karaciğer hücre harabiyetinin olmadığı basit yağlanmalardır (yüzde 90-95’i)…Bu dönemde gerekli önlemler alınmazsa, zamanla karaciğer hücre harabiyeti ortaya çıkarak “ALT-AST-GGT” enzimlerinde yükselme olur ki biz buna STEATOHEPATİT-yağlı karaciğer hastalığı-diyoruz.
Aldığımız havadaki oksijenin yüzde 90’ı mitokondri’de (hücrelerimiz içindeki enerji santralleri),bunun da yüzde 80’i ATP(adenozin tri fosfat ) sentezinde kullanılır…Bizlerin bedenimizde faaliyetlerimiz için kullandığımız enerji ATP’den gelir…Bunun açıklamasını yapmadan önce yapılan bir araştırmanın sonucunu paylaşmak isterim. Ülkemizde yapılan bir araştırmada “19 gazlı içeceğin yüzde 75’inin-marketlerde janjanlı ambalajlarda gördüğümüz 60 abur cuburun yüzde 33’ünün DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü)nün önerdiği, müsade edilen değerin çok üzerinde şeker içerdiği ki günümüzde tercih edilenin ise bakkal şekeri (sakkaroz/sükroz) olarak bilinenin aksine daha ucuz olan nişasta bazlı-yüksek fruktozlu mısır şurubu yani FRUKTOZ olduğunu söylemem gerekir ki LİPOGENEZE(Yağ oluşmasına) yol açan en önemli faktör FRUKTOZ’dur…O Fruktoz ki ; insülini uyarmaması nedeniyle tokluk hissi oluşmamakta ve yeme davranışı devam ederek obeziteye davetiye çıkarmaktadır…Ayrıca yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren besinlerin fazla tüketimi metabolik hastalıkların yanı sıra obezite ile ilişkili kanserlerin(meme-kalın bağırsak-pankreas ve karaciğer vb) gelişimine de neden olabilmektedir…
Yediklerimize baktığımızda ise ; örneğin 100 gram balda 41 gr, üzümde 8,13 gr, armutda 6,42 gram, elma da 5,90 gr, kirazda 5,37 gr, muzda 4,85 gr, yaban mersininde 4,97 gr ve karpuzun yüz gramında 3,36 gr fruktoz var…
Fruktoz ince bağırsaklardan basit diffüzyonla elini kolunu sallayarak karaciğere gelir ve şırıl şırıl akan Vena porta kıyıları dahil hepatosit denilen karaciğer hücresi içine girerek sere serpe yayılıp keyfine bakar…Karaciğer lipid metabolizmasında önemli bir yere sahip olup, yağ dokusundan gelen yağ asitleri bir dizi kimyasal reaksiyon sonucu enerjiye dönüşür. Aşırı miktarda karaciğere yağ asidinin gelmesi, lipid üretiminde artma ve trigliseridlerin aşırı yükselmesi karaciğerde yağlanmaya yol açar…Fruktoz metabolizması Glikoz metabolizmasından farklı ve çok hızlıdır. Hepatosit içinde KHK (Ketohegzakinaz/Fruktokinaz) enzimi ile metabolize edilirken-negatif feedback(geri bildirim) mekanizması ile regüle edilmediğinden, ne kadar çok fruktoz alınırsa aşırı miktarda katabolize edilirken işte burada ATP tüketilir ve ATP ~ ADP’ye o da AMP’ye o da IMP’ye sırasıyla İnozin-Hipoksantin-Ksantin ve son ürün olarak ÜRİK ASİT oluşur.Bu reaksiyon olurken bir yandan da (de novo)TRİGLİSERİD-VLDL oluşur ve karaciğer yağlanır…Ürik asit değeriniz de 5,5 mg’ı geçmesin ve eğer 7-8’lerin üzerinde ise özellikle ayak baş parmağında biz hekimlerin podogra dediği ağrılı, canınızı oldukça acıtıcı kızarıklık ve şişlik olur ki bunun adı da GUT hastalığıdır.
Vücudun en önemli detoks merkezlerinden biri olan ve içerdiği demir nedeniyle karaciğere kahverengini veren mitokondriyle ağzına kadar tıka basa dolu olan karaciğerin yağlanmaması için ilk kural doğru ve sağlıklı BESLENMEDİR ki öncelikle abur cuburlardan ve gazlı içeceklerden-alkolden uzak duracağız…Mümkünse akşam yemeğini saat 18:00 hadi bilemediniz 19:00 kadar bitirmenizdir.(Kitaplar saat 17:00 der amma !..) Ayrıca mevsiminde olmak üzere yeşil, sarı, kırmızı, mor ve siyah taze sebze ve meyve tüketimi(Enginar-ıspanak-
Dr Bilal ERMERAK